Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Cacher l'historique
Détails de l'historique
Effacer l'historique
Historique :
cuando se trata de asuntos de dinero
what brought you to do this
body point
two-demand bid
vaisseau spatial
iş yapan
Historique
Phrases
Sens de
"iş yapan"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
iş yapan
work
adj.
Sens de
"iş yapan"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 56 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
iş birliği yapan
cooperative
adj.
Moreover, the Treaty and the Pact do not distinguish between
cooperative
and uncooperative countries.
Ayrıca Antlaşma ve Pakt,
iş birliği yapan
ve yapmayan ülkeler arasında bir ayrım yapmamaktadır.
More Sentences
2
General
ağır iş yapan kimse
drudger
n.
3
General
sürekli iş gezisi yapan kimse
plier
n.
4
General
ince iş yapan marangoz
cabinetmaker
n.
5
General
ek iş yapan kişi
moonlighter
n.
6
General
ince iş yapan marangoz
cabinet maker
n.
7
General
gerekenden az iş yapan kimse
underworker
n.
8
General
normalden az iş yapan kimse
underworker
n.
9
General
uygun olandan az iş yapan kimse
underworker
n.
10
General
geçici iş birliği yapan ortak
bedfellow
n.
11
General
geçici iş birliği yapan ortak
bedfere
n.
12
General
geçici iş birliği yapan ortak
bedphere
n.
13
General
elleriyle iş yapan kimse
manualist
n.
14
General
ne iş olsa yapan kimse
rouseabout [australia]
n.
15
General
ne iş olsa yapan kimse
roustabout [australia]
n.
16
General
ağır iş yapan kimse
drevil
n.
17
General
angarya iş yapan kimse
droil [obsolete]
n.
18
General
ağır iş yapan kimse
drone
n.
19
General
sıkıcı ve tekdüze iş yapan kimse
drone
n.
20
General
esaslı iş yapan (kimse)
thorough
adj.
21
General
acelesiz iş yapan
leisurely
adj.
22
General
ısmarlama iş yapan
bespoke
adj.
23
General
oturduğu yerden iş yapan
armchair
adj.
24
General
yalnızca masa başı iş yapan
deskbound
adj.
25
General
iş birliği yapan
coadjuvant
adj.
26
General
iş birliği yapan
concurrent
adj.
27
General
gereksiz iş yapan
superfluous
adj.
28
General
lüzumsuz iş yapan
superfluous
adj.
29
General
gereksiz iş yapan
superserviceable
adj.
Phrases
30
Phrases
bir süre boyunca/bir süredir biriyle/bir şeyle iş yapan
with (someone) for (some amount of time)
expr.
Colloquial
31
Colloquial
normalden daha hızla işleyen, iş yapan kişi ya da şey
speed demon
n.
32
Colloquial
kalitesiz/yetersiz iş yapan kimse
hack
n.
33
Colloquial
kötü iş yapan kimse
hack
n.
34
Colloquial
(bir süre boyunca/bir süredir biriyle/bir şeyle) iş yapan
with (someone or something) for (some amount of time)
expr.
Idioms
35
Idioms
ne olsa yapan/elinden her iş gelen, hiçbirinde uzman değildir
a jill of all trades is a master of none
n.
36
Idioms
az konuşup çok iş yapan/çalışan kimse
a man/woman/person of action
n.
37
Idioms
az konuşup çok iş yapan/çalışan adam
man of action
n.
38
Idioms
(biriyle) iş birliği yapan
in harness (with somebody) [uk]
adj.
39
Idioms
(bir şeyle) iş birliği yapan
involved with (something)
adj.
40
Idioms
riskli bir iş yapan
skating on thin ice
adj.
Trade/Economic
41
Trade/Economic
birbiriyle iş yapan birbirine akrabalık ortaklık vb bağlarla bağlı bulunmayan kimselerin bağımsız biçimde hareket ederek yalnızca kendi çıkarlarını düşünecekleri kuralı
arm's length principle
n.
42
Trade/Economic
fason iş yapan
outsourcer
n.
43
Trade/Economic
saat hesabıyla iş yapan işçi
hour employee
n.
44
Trade/Economic
ekonomik alanda iş yapan tüzel kişi
business enterprise
n.
45
Trade/Economic
köşebaşı piyasasında iş yapan
curbstone
adj.
Politics
46
Politics
devlet yetkililerinin devlet ile iş yapan özel firmalarda çalışmaya başladığı uygulama ile ilgili
revolving-door
adj.
Industry
47
Industry
ağır iş yapan çalışan
working person
n.
48
Industry
endüstriyel iş yapan çalışan
working person
n.
49
Industry
fazla iş yapan kimse
overtimer
n.
Technical
50
Technical
orta derecede iş yapan vinç
class c crane
n.
Construction
51
Construction
bedensel iş yapan işçi
ditchdigger
n.
Biology
52
Biology
(kas) diğer organlar ile iş birliği yapan organ
synergist
n.
Slang
53
Slang
tekrarlayan bir iş yapan hizmetçi
monkey
n.
54
Slang
götüyle iş yapan
half-arsed
adj.
55
Slang
götüyle iş yapan
half-assed
adj.
56
Slang
götüyle iş yapan
half-ass
adj.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of iş yapan
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy